
Carton Pierre.

Beşiktaş'ın Asil Askerleri.

Çeyrek asırlık hatıralarla dolu bir tribun mazisinin isminin bir anda silinmesi ne olursa olsun beni bir beşiktaşlı olarak üzüyor ama etrafımdaki Çarşı'nın ç'sini bilmeyip holigancılık oynayan tek tip insaları gördükçe yerinde karar diyorum yinede. İnsan düşünüyor ve duygulanıyor gerçekten;
Ben bile gözyaşlarıma hakim olamıyorken ,
yıllarca o kapalıyı kapma mücadelesi veren insanların,o semtte o aşkı yaşayanların günahları ne?
O tribunde ÇARŞI pankartını görmeyip,içinde Çarşı gelimesi geçen tezahuratları duymayınca ne denli duygusallaşacağımız ayrı bir konu.. Mabed yok, Çarşı yok.. sonumuz hayrolsun..
''Hakkınızı Helal Edin'' diye bitirmiş Alen abi yazısını. Helal olsun Beşiktaş'ın asil askerlerine, helal olsun..
Reaksiyon.

Psst Tomaq Ruhlarımızı Değişelim Mi?

editeyşın 18.08.2007
uzun zamandır düşündüğüm bir şey dank etti bugun yine kafama..
bizim evde bir mırnav var bilirsiniz,kendisi enteresan pozlarıyla internet alemine zehir gibi düşmüştür.(bkz:tomaq)...ne mi yapar..? ne'ye mi yarar..? anlatayim;
sabah kalkar üstünüze çıkar ve miyavlamaya başlar;acıkmıştır karnı kaldırır sizi ,yemeğini yer,gelir bi iki cilveli oyun yapar sonra yatar uyur..boşuna dememişler kediler günün yarısından fazlasını uyuyarak geçirirler.. ki şu an ben karalarken fonda mırıltı var.. efendim ikindine doğru bi daha acıkır bi daha yemek yer..sonra pencerisine geçer dışarıyı izler..evde sinek varsa onun peşinde koşar..yakalar,parçalar,yutar.. gider bı sıçar..eşeler tuvaletini sonra gelir yine yatar..
bi de bizim evde halil var.ne mi yapar? ne'ye mi yarar? anlatayim;
ikindine doğru kalkar-idi dersaneye başlamadan önce..bu aralar sabahcı ama sabahı 10-11 arası..arkadaşları ona kendi aralarında ''öğlenci-öğrenci'' ismini taktılar..kahvaltıyı nadir yapar öğlene kadar dersaneye gider-gitmez..gelir bilgisayarı açar,bilgisayarı kapar,televizyonu açar,televizyonu kapar,buzdolabını açar,buzdolabını kapar,bi de bu hayattan bazen acayip gıcık kapar..işte ozaman der ki:''ulan ne güzel beaa şu kediye bak.ye-iç-sıç-yat...hayat bu işte bu...'' ve ozaman seslenir ona:''Psst Tomaq Ruhlarımızı Değişelim Mi.?''
bazen de gelir ki;bu hayattan hayat kapar.. ozaman da derki ''ulan iyi ki kedi falan değiliz anasını satiyim;sabahtan akşama kadar evde mırk mırk mırk.. ohh şöyle çıkıp bi gezelim günümüzü gün edelim heytt...''
işte böyle dengesizdir bu şahıs..belki de hayatın bu aşırı dengesidir onu böyle yapan.. tüm bu denge işlerinin arasında; ''hepimiz aslında pazardan alınmış; kanserojen siyah poşetlere girmeyi bekleyen bi kaç kilo hıyarız..'' der. ''teraziye konduğumuzda ne olduğumuz,kaça gittiğimiz çıkıyor ortaya.. '' şeklinde ekler.
velhasıl;bu işler nasıl işler..? bu işler garip işler..? bu işler mustafa topaloğluvari işler? bu işler acayip heyvanlara benzeyen işler..? fen'im iyi olmadığı için biyografi+otobiyografi kıvamında ufak bir hayat bilgisi dersi verdim.önümüzdeki hafta çekirdek aileyi işlemek dileyiğle..
Vespa in Palermo.


Huzur Limonda.

Palermo Vetrina.


Velhasıl bunu en güzel; Palermo City'de Palermo Store'un vitrininden çekilmiş bu fotoğraflar anlatır. Çubuklu formanın altında Catania'lı bir arkadaş ve pozisyon açık. (Catania ve Messina Sicilya'nın diğer takımlarıdır.Palermo-Catania rekabetinde Messina daha sönük kalmıştır.) Detaylar harika gerçekten. Arkadaki junior Palermo'lunun +18 durumları görmemesi için gözleri diğer büyük mankence kapatılmış. Kendi kendime yine sormadan edemeyeceğim:
-Bizde olsa böyle bir store vitrini n'olurdu acaba?
''Bir Kadeh Alabilir Miyim?'' -Alamazsın.

"Yasa, alkollü içkilerin orjinal ambalajları dışında bölünerek satışını engelliyor." -imiş
Original Jacko (Jack Daniels & Coke)
Profesyonel Futbolculuk Hayatım.



Akıl hocam aynı zamanda antrenörüm, kuzenimle, birlikte yine bir antreman esnasında hoplayıp zıplarken kafa tasımı çatlattım. Hemen MR’ım çekildi. Bir an futbol hayatımın sona erdiğini sanmıştım..

Ama yılmadım çalıştım.Kulüp doktoru Ayhan Optur’un verdiği fizik tedaviye evimde devam ettim.İyileşme sürecim hızlı,bir o kadar da yorucu olmuştu.

Yeniden Yeşil Sahalardaydım.!
Üsteilik ;patlıcan rengi kadife pantolon üstü yana yatık çizgili gökkuşağı kıvamındaki yeleğimle Celtic’i andıran bir kulübe transfer olmuştum. (Kulübun ismini çıkartamadım şuan.)

Jübile zamanı gelmişti. 27.06.1989’da (doğumumda) sözleşme imzaladığım ilk kulübümde (Beşiktaş’ta) son maçıma çıkmıştım. Kulübüm bana, şa şa lı bir törenle ; verdiğim hizmetlerden ötürü son model bir choper hediye etmişti. Velhasıl 2 hayalimden ilkini gerçekleştirmiş,ikincisi için jokerimi almıştım artık.Karmaşık duygular içersindeydim,epeyce de hüzünlüydüm.

Zamanla futbolsuz yaşama alışmaya çalışsam da hayat ne futbolsuz ne de Beşiktaş’sız oluyordu. Velhasıl emekliliğimin tadını çıkartırken profesyonel futbolculuk kariyerimi,profesyonel tribun hayatına bağlamış oldum. Gerisini bilayre anlatırım..
Dolapdere Big Gang

Dolapdere Big Gang-Gimme Hope Jo'anna


+Not: 2.Albümleri Just Feel'ın kapağındaki illustrasyona hayranlığımı belirtmek isterim.
Yıgh Yıgh Şeker BoboCan.!

Escape From Alcatraz.


Prodigy Vs Nike.
Nike: Take It To the NEXT LEVEL
Benzerlikler şaşırtıcı ki atraksiyon dolu şahsın gözünden kusuyor,sağa sola sataşıyor,bolcana adrenalin pompalıyoruz.Her 2sinide sonuna kadar izleyin ummadık sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.Velhasıl; güzel klip,güzel reklam.
Neler Götürdün 18?

18 hıhı evet tam onsekiz..artık çocuk olmadığım resmiyete döküldü.. belki
barlara,marlara,oralara,buralara girerken zorluk çekmeyeceğim.. ehliyet alıp rahat
rahat araba sürebileceğim.. +18 filmleri bile izleyeceğim..rtük de bana birşey
diyemeceyek... ama özledim ben çok özledim.. okula 50Bin götürmeyi özledim.. capri-sun larımı önce hüpletip sonra gümletmeyi özledim.. kozalaklarla
beton sahada ''amerikan futbolu lan zuhaha'' deyip oynamayı özledim.. acaba
''el yazısını becerebilecek miyim? :S'' korkusunu özledim.. tsubasamın kartal vuruşunu özledim.. formamla kahvaltıya kalkıp,aşağı indikten sonra ezan okununcaya kadar eve gelmeyişimi özledim.. çakılda kafa göz yara yara yokuş yukarı olan kaleyi seçmeyi özledim... korka korka izlemeye çalıştığımız tutti fruittileri çinçinlerini özledim.. bisikletten düşmeyi özledim.. 9 kat kames topumu özledim.. annemin terliklerini özledim lan valla özledim.. ''hey corç versene borç, olmaz maykıl bende de yok'' larımı özledim.. mantarlı tabancamı,ışıklı spor ayakkabılarımı özledim... ''9999 in 1''lik palavrasıyla tetrisimi özledim... Kokulu silgimi,odundan kalemimi özledim... Power Rangerslar'dan en çok yeşilini özledim.. (Ölmüştü dirilmişti sonradan beyaz olmuştu vs..)Mario'da 2'nin 1'inden 4'ün 1'ine geçmeyi özledim... Ağaçtan sallanmayı,bahçelerden meyve çalmayı özledim.. Arnold'un ''Astalavista Bebek..'' lerini özledim...Gazoz kapaklarımı özledim... ne ipodu lan ben walkmanimi özledim... bakkaldan sakız,gofret araklamayı özledim.. meybuzlarımı ,futbolcu kartlarımı,tombilerimi özledim.. ben KAYGISIZ olmayı özledim... en çok da mavi önlüğümün beni bunaltan yakasını özledim..
keşke herşey o yaka kadar bunaltsa...