Çekilmemiş Fotoğraflarım.

Ufak bir sahil kasabasında, güya ''aile pansiyonu'' olan kerhaneden bozma bir otelin çatı katında dalga sesleriyle uyanıyorum.Gökyüzünün mora çaldığı bir gecede,ayak parmaklarımı hissetmediğim,karla kaplı köfte kokan bir yolda yürümeye çalışıyorum.Litrelik sidiği andıran biranın tadına aldırmadan içip,alkolik genç triplerinde bi otobüsün altında sızıyorum.Bana tutulan bakıcıya tekme tokat dalıyorum.Yazlıktaki sekizinci kat güzelinin tanışmak için balkonundan havlusunu çekmeye çalıştığı dokuzuncu kat sakiniyim; aşağı inip,sitede demlendikten sonra kirpilere yüzme öğretiyorum.Servet-i Fünun'dan çıkıp meridyenler arasında karelerin köklerini bulmaya çalışırken sıfatımı kaybediyorum.Ben aslında Wakabayashi'm; Tsucan vuruyor ben yorganın üzerinde uçup kurtarıyorum.Karanlıktan korkacak yaşımı geçtiğimi bilmeme rağmen,halen karanlıktan korkuyorum.Lakin; onunla hayaller kurabildiğim tek yerin yatağım olduğunu biliyor; akşamın gelmesini bekliyorum.Bu ve bu tarz çekilmemiş fotoğraflarımın filmlerini karanlık odamda banyo ettirip,yaşanmış yada yaşanması mümkün hikayelerimi tekrar tekrar yazıyor,yönetiyor ve oynuyorum.Bazen ıslak çim kokusuna karışan Burberrys'le,bazen bir şarkıyla,sarı küçük bi sandalyeyle,bazen o zamanın revaçta olan bi dizisiyle,bazen de karışık meyveli topitopun içinden çıkan bi sakızla.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

tusucan olarak yazıyı çok beğendim :)

Adsız dedi ki...

yine açtın arayı grasshopper.
yeni yazılar beklemekteyiz. :)

hem peydahlamış-hem tasarlamış: halildogan*
fu©k-copyright 2008-????